Gözleme Hamurunda Ne Var? Bir Ekonomistin Sofrasından Düşünceler Bir ekonomist olarak, her sabah kahvaltı masasına oturduğumda bile kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları üzerine düşünürüm. Çünkü ekonomi, yalnızca para ve piyasadan ibaret değildir; aynı zamanda günlük hayatın en basit kararlarının ardındaki görünmez dengedir. Gözleme hamurunda ne var? sorusu, bu yüzden yalnızca mutfakla değil, ekonomik tercihlerle de ilgilidir. Un, su, tuz ve emek… Basit gibi görünen bu bileşenler, aslında piyasanın, üretimin ve tüketim tercihlerinin derin bir analizini barındırır. Her bir malzeme, sınırlı kaynakların nasıl değerlendirileceği sorusunun bir cevabıdır. Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Ekonomisi Ekonominin temel ilkesi bellidir: kaynaklar sınırlıdır, ama insan ihtiyaçları…
8 YorumHafif Fikir Esintisi Yazılar
Göz İltihabı Kendi Kendine Geçer mi? Toplumsal Bir Bakışla Görmenin Sosyolojisi Bir sosyoloğun masasında otururken, insan bedeni bana çoğu zaman toplumun bir mikrokozmosu gibi görünür. Göz, yalnızca biyolojik bir organ değil; sosyal bir metafordur. “Göz iltihabı kendi kendine geçer mi?” sorusu ilk bakışta tıbbi bir merak gibi dursa da, aslında bireylerin toplumsal yapılar içindeki ilişkilerini yansıtır. Çünkü toplum da tıpkı beden gibi zaman zaman iltihaplanır — bir tepki, bir savunma, bir yeniden yapılanma süreci yaşar. Toplumsal Göz: Görmek ve Görülmek Arasındaki Gerilim Göz, sosyolojik olarak hem “bakış”ın hem de “denetimin” sembolüdür. Toplum bireyleri gözler, bireyler de toplumu. Göz iltihabı bu…
Yorum BırakGıgıl Ne Demek? Gelecekte Nasıl Bir Yeri Olacak? Yeni Bir Kavram, Yeni Bir Duygu: Gıgıl Bir kelime düşünün, hem anlamı hem de etkisi hızlıca yayılan ve hızla hayatımıza entegre olan bir kavram. İşte “gıgıl” da tam olarak böyle bir kelime. Pek çoğumuz, son yıllarda bu terimi duyduk ve bir şekilde kendimize yakın hissettik. Peki, gelecekte bu kelime ne olacak? Hangi sosyal dinamiklere hizmet edecek? Hep birlikte biraz beyin fırtınası yapalım ve gıgılın hayatımıza ne gibi derin etkiler bırakabileceğine dair birkaç tahminde bulunalım. Şu anda belki de gıgıl, bir tür tatlı ve sevimli bir duygusal tepkiyi tanımlıyor. Birini izlerken, gülümseyerek ya…
8 YorumAçlık Otunun Faydaları ve Zararları Nelerdir? Psikolojik Bir Bakış Bir psikolog olarak insanların davranışlarını incelerken en çok ilgimi çeken şeylerden biri, bedensel ihtiyaçların zihinsel süreçleri nasıl şekillendirdiğidir. Açlık duygusu yalnızca biyolojik bir uyarı değildir; aynı zamanda duygusal, bilişsel ve sosyal düzeyde birçok şeyi tetikler. Son yıllarda açlık otu olarak bilinen bitkinin kilo kontrolü ve iştah bastırma üzerindeki etkileri konuşulurken, aslında bu bitkinin insan psikolojisiyle olan etkileşimi çok daha derin bir düzeydedir. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Açlık Otu Açlık otunun etkilerini anlamak için öncelikle bilişsel süreçlere bakmak gerekir. Bu bitki, genellikle metabolizmayı hızlandırdığı ve iştahı bastırdığı düşüncesiyle tüketilir. Ancak bu noktada dikkat…
4 YorumKöpek Gezdirme İşi Ne Kadar Kazanıyor? Antropolojik Bir Bakış Açısı Kültürlerin Çeşitliliği ve Köpek Gezdirme İnsanlık tarihi, toplumların belirli ritüel, sembol ve yapılarına göre şekillenmiştir. Bu ritüeller, topluluklar arasında kimliklerin inşasında önemli bir rol oynamaktadır. Bir antropolog olarak, farklı kültürlerin sembollerini ve ritüellerini incelerken bazen en sıradan görünen günlük aktivitelerin bile ne kadar derin anlamlar taşıyabileceğini fark ederiz. Bugün, köpek gezdirme işi gibi gündelik bir faaliyeti ele alarak, bu basit görünen işin arkasındaki kültürel dinamiklere bakmak, bizi farklı topluluk yapıları hakkında daha derinlemesine düşünmeye teşvik edebilir. Köpek gezdirme işi, sadece bir evcil hayvan bakımının ötesine geçer. Çoğu zaman, kentli yaşamın…
Yorum BırakGöz Tansiyonu Nerelere Vurur? Pedagojik Bir Yaklaşım Bir eğitimci olarak her yeni konuyu öğrencilerimle keşfederken fark ettiğim şey şudur: öğrenme yalnızca bilgi edinme süreci değildir, aynı zamanda bir dönüşümdür. Sağlıkla ilgili meseleler de bu dönüşümün parçasıdır. “Göz tansiyonu nerelere vurur?” sorusu ilk bakışta tıbbi bir merak gibi görünse de, aslında öğrenmenin gücüyle hayatımıza nasıl dokunduğunu anlamak için pedagojik bir kapı aralar. Bu yazıda göz tansiyonunun etkilerini yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda öğrenme teorileri, pedagojik yöntemler ve bireysel/toplumsal boyutlarıyla inceleyeceğiz. — Göz Tansiyonu: Görmenin Ötesinde Bir Öğrenme Konusu Göz tansiyonu (glokom), göz içerisindeki basıncın artmasıyla görme sinirine zarar verebilen ciddi bir…
Yorum BırakGizli Şeker Hastası Oruç Tutabilir Mi? Toplumsal yapılar, bireylerin yaşam biçimlerini, sağlıklarını ve dini uygulamalarını şekillendiren önemli etkenlerden biridir. Bu yapıların, bireylerin günlük yaşamındaki kararlarını nasıl etkilediğini anlamak, yalnızca sosyolojik bir sorumluluk değil, aynı zamanda kişisel farkındalık için de önemlidir. Oruç tutmak, dini bir vecibe olmanın ötesinde, toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratiklerle iç içe geçmiş bir deneyimdir. Peki, gizli şeker hastası bir kişi oruç tutabilir mi? Bu sorunun cevabını yalnızca biyolojik faktörlerle değil, aynı zamanda toplumsal bir bakış açısıyla da ele almak gerekir. Toplumların, cinsiyetin, sağlığın ve dini pratiklerin kesişiminde nasıl bir etkileşim olduğuna dair daha derinlemesine bir…
8 Yorumİş yeri sahibi kiracıyı çıkarabilir mi? Evet—ama hukukun çizdiği dar ve kaygan bir kulvarda. Yanlış atılan her adım hem para hem itibar kaybettirir. Peki bu denge kimin lehine kuruluyor; mülk sahibinin mi, kiracının mı? Gelin perdeyi aralayalım. İş Yeri Sahibi Kiracıyı Çıkarabilir mi? Güç Dengesi, Hukuk ve Vicdan Arasında Bu konuya net bir tutumla giriyorum: “Anahtar cebimde, istediğimi çıkarırım” devri bitti. İş yeri kiralarında hukuk, tarafları aynı masada tutmaya çalışıyor; ama uygulamada güç çoğu zaman kasanın tarafında. Bu nedenle soruyu sadece hukuken değil, etik ve ekonomik boyutlarıyla sorgulamak şart. Kiracı, işini, müşterisini ve emeğini taşınmazın adresine bağlar; mülk sahibi ise…
Yorum BırakTarihçinin gözüyle bakınca, bir sesin “hasta mı?” sorusuyla gündeme gelmesi aslında bizim dönemimizin psikoloji, medya ve toplum anlayışının kesişim noktasını işaret eder. Geçmişten bu yana sanatçı kimliği, sağlık ve özel hayat birbirine nüfuz etmiştir; Antika çağlarda felsefecilerin melankoli tanımları, Rönesans’ta yaratıcı deha-tutku bağlantıları, modern çağda ünlülerin psikolojik hâlleri… Hepsi bu sorunun farklı saiklerini barındırır. Bu bağlamda “Ferhat Göçer hasta mı?” sorusunu incelerken yalnızca bir magazin başlığı değil; toplumsal değişimlerin, ruh sağlığı algısının ve kimlik inşasının izlerini sürmek gerekir. Ortaya Çıkan Açıklama: “Sınırdayım, borderline olabilir” 2025’in ilk yarısında, sanatçı Ferhat Göçer, Ahmet Mümtaz Taylan’ın Empati programında iç dünyasına dair samimi itiraflar…
6 YorumHaddeci Ne İş Yapar? Bir İşçinin Emekle Yazdığı Hikâye Geceydi. Fabrika içinde ağır makinelerin sesleri, yoğun bir günün ardından biraz daha yavaşlamıştı. Ahmet, bir köşede, kirli eldivenlerini çıkarıp ellerini ovuşturuyordu. İçinde bir huzursuzluk vardı; uzun yıllardır bu işe emek vermişti ama her gün aynı rutinde, aynı metal seslerinde, hayatını inşa ediyordu. “Haddeci ne iş yapar?” sorusu her ne kadar basit bir soru gibi görünse de, aslında Ahmet’in hayatının en derin anlamını taşıyan bir cevaba sahipti. Bir dakika, duralım ve onun dünyasına birlikte göz atalım. Haddeci: Metalin Şekil Aldığı Yerde Bir Yazar Ahmet, bir haddecidir. Onun işinin özü, metali şekillendirmek, ona…
4 Yorum