Kan Serumu Ücretli mi? Küresel ve Yerel Gerçeklerle Sağlık Sistemine Yakından Bakış “Hayat kurtaran bir tedavi yöntemi para ile mi ölçülür?” sorusu, sağlık alanındaki en tartışmalı konulardan biridir. Kan serumu gibi yaşamsal öneme sahip bir tedavinin ücretli olup olmaması, sadece bir ekonomik mesele değildir; etik, toplumsal, kültürel ve politik birçok boyutu vardır. Bu yazıda, konuyu hem küresel hem de yerel gözlüklerle inceleyerek, dünyanın farklı köşelerinde bu meseleye nasıl yaklaşıldığını birlikte keşfedelim. Küresel Perspektif: Sağlık Bir Hak mı, Hizmet mi? Dünyanın farklı bölgelerinde kan serumuna erişim konusu, sağlık sistemlerinin yapısına ve toplumsal değer yargılarına göre büyük farklılıklar gösterir. Bazı ülkeler, kan…
8 YorumEtiket: bir
Kafa Yormak Deyim midir, Atasözü müdür? Zihnin Ateşini Uyandıran Bir Yolculuk Bugün sana, mutfakta demlenen çayın kokusu eşliğinde, içten içe hepimizi meşgul eden o basit gibi görünen soruyu anlatmak istiyorum: “Kafa yormak deyim midir atasözü müdür?” Bu yazıyı bir ders notu gibi değil, dostlarınla kurduğun o rahat masadaki sohbet gibi oku. Çünkü bu soru, yalnızca dilin meselesi değil; düşünmenin, sabrın ve geleceğe dair umutlarımızın da hikâyesi. Kısa cevap: “Kafa yormak” bir deyimdir; atasözü değil. Deyim mi, Atasözü mü? Temel Farkı Netleştirelim Deyim, tek başına bir yargı bildirmekten çok, bir duyguyu ya da durumu çarpıcı ve mecazlı bir biçimde anlatan kalıplaşmış…
6 YorumGözleme Hamurunda Ne Var? Bir Ekonomistin Sofrasından Düşünceler Bir ekonomist olarak, her sabah kahvaltı masasına oturduğumda bile kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları üzerine düşünürüm. Çünkü ekonomi, yalnızca para ve piyasadan ibaret değildir; aynı zamanda günlük hayatın en basit kararlarının ardındaki görünmez dengedir. Gözleme hamurunda ne var? sorusu, bu yüzden yalnızca mutfakla değil, ekonomik tercihlerle de ilgilidir. Un, su, tuz ve emek… Basit gibi görünen bu bileşenler, aslında piyasanın, üretimin ve tüketim tercihlerinin derin bir analizini barındırır. Her bir malzeme, sınırlı kaynakların nasıl değerlendirileceği sorusunun bir cevabıdır. Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Ekonomisi Ekonominin temel ilkesi bellidir: kaynaklar sınırlıdır, ama insan ihtiyaçları…
8 YorumGıgıl Ne Demek? Gelecekte Nasıl Bir Yeri Olacak? Yeni Bir Kavram, Yeni Bir Duygu: Gıgıl Bir kelime düşünün, hem anlamı hem de etkisi hızlıca yayılan ve hızla hayatımıza entegre olan bir kavram. İşte “gıgıl” da tam olarak böyle bir kelime. Pek çoğumuz, son yıllarda bu terimi duyduk ve bir şekilde kendimize yakın hissettik. Peki, gelecekte bu kelime ne olacak? Hangi sosyal dinamiklere hizmet edecek? Hep birlikte biraz beyin fırtınası yapalım ve gıgılın hayatımıza ne gibi derin etkiler bırakabileceğine dair birkaç tahminde bulunalım. Şu anda belki de gıgıl, bir tür tatlı ve sevimli bir duygusal tepkiyi tanımlıyor. Birini izlerken, gülümseyerek ya…
8 YorumAçlık Otunun Faydaları ve Zararları Nelerdir? Psikolojik Bir Bakış Bir psikolog olarak insanların davranışlarını incelerken en çok ilgimi çeken şeylerden biri, bedensel ihtiyaçların zihinsel süreçleri nasıl şekillendirdiğidir. Açlık duygusu yalnızca biyolojik bir uyarı değildir; aynı zamanda duygusal, bilişsel ve sosyal düzeyde birçok şeyi tetikler. Son yıllarda açlık otu olarak bilinen bitkinin kilo kontrolü ve iştah bastırma üzerindeki etkileri konuşulurken, aslında bu bitkinin insan psikolojisiyle olan etkileşimi çok daha derin bir düzeydedir. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Açlık Otu Açlık otunun etkilerini anlamak için öncelikle bilişsel süreçlere bakmak gerekir. Bu bitki, genellikle metabolizmayı hızlandırdığı ve iştahı bastırdığı düşüncesiyle tüketilir. Ancak bu noktada dikkat…
4 YorumGizli Şeker Hastası Oruç Tutabilir Mi? Toplumsal yapılar, bireylerin yaşam biçimlerini, sağlıklarını ve dini uygulamalarını şekillendiren önemli etkenlerden biridir. Bu yapıların, bireylerin günlük yaşamındaki kararlarını nasıl etkilediğini anlamak, yalnızca sosyolojik bir sorumluluk değil, aynı zamanda kişisel farkındalık için de önemlidir. Oruç tutmak, dini bir vecibe olmanın ötesinde, toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratiklerle iç içe geçmiş bir deneyimdir. Peki, gizli şeker hastası bir kişi oruç tutabilir mi? Bu sorunun cevabını yalnızca biyolojik faktörlerle değil, aynı zamanda toplumsal bir bakış açısıyla da ele almak gerekir. Toplumların, cinsiyetin, sağlığın ve dini pratiklerin kesişiminde nasıl bir etkileşim olduğuna dair daha derinlemesine bir…
8 YorumTarihçinin gözüyle bakınca, bir sesin “hasta mı?” sorusuyla gündeme gelmesi aslında bizim dönemimizin psikoloji, medya ve toplum anlayışının kesişim noktasını işaret eder. Geçmişten bu yana sanatçı kimliği, sağlık ve özel hayat birbirine nüfuz etmiştir; Antika çağlarda felsefecilerin melankoli tanımları, Rönesans’ta yaratıcı deha-tutku bağlantıları, modern çağda ünlülerin psikolojik hâlleri… Hepsi bu sorunun farklı saiklerini barındırır. Bu bağlamda “Ferhat Göçer hasta mı?” sorusunu incelerken yalnızca bir magazin başlığı değil; toplumsal değişimlerin, ruh sağlığı algısının ve kimlik inşasının izlerini sürmek gerekir. Ortaya Çıkan Açıklama: “Sınırdayım, borderline olabilir” 2025’in ilk yarısında, sanatçı Ferhat Göçer, Ahmet Mümtaz Taylan’ın Empati programında iç dünyasına dair samimi itiraflar…
6 YorumHaddeci Ne İş Yapar? Bir İşçinin Emekle Yazdığı Hikâye Geceydi. Fabrika içinde ağır makinelerin sesleri, yoğun bir günün ardından biraz daha yavaşlamıştı. Ahmet, bir köşede, kirli eldivenlerini çıkarıp ellerini ovuşturuyordu. İçinde bir huzursuzluk vardı; uzun yıllardır bu işe emek vermişti ama her gün aynı rutinde, aynı metal seslerinde, hayatını inşa ediyordu. “Haddeci ne iş yapar?” sorusu her ne kadar basit bir soru gibi görünse de, aslında Ahmet’in hayatının en derin anlamını taşıyan bir cevaba sahipti. Bir dakika, duralım ve onun dünyasına birlikte göz atalım. Haddeci: Metalin Şekil Aldığı Yerde Bir Yazar Ahmet, bir haddecidir. Onun işinin özü, metali şekillendirmek, ona…
4 YorumTepegöz hikayesi nedir? Cyclops olarak anılmasının sebebi kafasının üstünde bir gözü olmasıdır. Bazı inanışlarda tepesinde boynuzlar olduğu söylenir. Dede Korkut’un bir hikâyesinde; Bir çoban ile bir peri kızının çiftleşmesinden doğan, gövdesi kılıçla veya okla kesilemeyen, sadece gözleriyle yaralanabilen bir canavar. Basatın tepegözü öldürmesi ne anlatıyor? Metinde, Konur’un büyük sarı çoban köpeğinin bir kıyıda bir peri kızına tecavüz etmesi hikayesi kısaca anlatılmaktadır. Bu eylemin sonucunda Tepegöz doğmuş ve Oğuz eyaletine felaket getirmiş, Basat gelip Oğuz’u bu felaketten kurtarmıştır. Basat kimdir Dede Korkut? Basat, Dede Korkut’un on iki mevcut hikayesinden birinin ana karakteriyken, bir diğerinde yalnızca ismiyle anılır. Hikayelere göre Aruz, Koca’nın…
Yorum BırakHoron oyunu hangi yöreye aittir? Rize yöresinde oynanan halk oyunlarına genellikle “horon” denir. Genellikle tulum ve kemençe eşliğinde oynanan horon, bazen müziksiz, türküler eşliğinde de oynanabilir. Ortada tulum veya kemençe çalan bir kişinin etrafında kız ve erkek çocuklardan oluşan bir çember oluşturularak oynanır. Horon trabzonun mu Rizenin mi? Trabzon ve çevresinde horon, davul, zurna, kemençe, kaval, tulum-zurna, zamk, sini, bakraç, basin ve kufa ile çalınır. Müzikleri kısa motiflerin ve cümlelerin aralıksız tekrarlandığı bir atmosferle karakterize edilir ve ritim canlılığı ve hızı gösterir. Horon hangi kültüre aittir? Horon, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde oynanan geleneksel halk oyunlarının genel adıdır. Horon hangi yörenin dansıdır?…
Yorum Bırak